9 Mayıs 2013 Perşembe

Aile ve Eğitim


Aile ve Eğitim

Eğitim yaşam boyu bir süreçtir. Bireyin doğumuyla ailede başlar. Bireyin kişiliğini oluşturan ve çevreye uyumunu sağlayan temel davranışlar ailede kazanılır. Bu nedenle de aile, çocuğun ilk eğitim ortamı, ana baba da ilk öğretmenlerdir.
Eğitim ailede başlar
Aile, doğduğu andan başlayarak çocuğun kendisini, çevresini, kısaca yaşamı tanımaya başladığı, ilk deneyimleri edindiği ve ilk eğitimini aldığı temel kurumdur. Çocuğun, toplumun beklentilerine uygun bir birey olarak yetişmesi, önce aile çevresinde sağlanır. Kültürel değerler ve toplumsal kurallar ailede öğrenilir. Böylece çocuk, toplumsallaşmaya ve toplumun bir üyesi olmaya ailede hazırlanır. Toplumsal bir kurum olan eğitim, hem birey olarak yüksek bir yaşam düzeyine ulaşmanın başlıca yolu hem de toplum olarak kalkınmanın temel aracıdır. Bireysel ve toplumsal açıdan yüklendiği önemli görevler, eğitimin devlet tarafından düzenlenmesi geleneğini getirmiştir. Anayasamızda (m.42) eğitim ve öğrenim görmek her vatandaşın temel hakkı olarak tanımlanmış, bunun için gerekli olanakları sağlamak görevi de devlete verilmiştir. Bu görevin yerine getirilmesi amacıyla oluşturulan eğitim sisteminde, bireyin ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda, eğitim hizmetinin üretildiği yer okuldur.
Günümüzde okul eğitimi, toplumun tüm bireyleri için hem önde gelen bir ihtiyaç hem de temel haklardan biridir. Çünkü eğitim, toplumda görev hak ve sorumluluklarını bilen bir vatandaş her yönden sağlıklı bir birey ve yararlı bir mesleğin üyesi olabilmenin önde gelen koşuludur. Aile ve okul dışında hiçbir toplumsal kurum, bireyler ve onların gelecekleri üzerinde bu kadar etkili olma gücünde değildir.
Ailenin ve okulun, çocuğun eğitimi konusundaki sorumluluklarının başlangıç ve bitişini, kesin çizgilerle ayırmak oldukça zordur. Gerçekte aile ve okul ilişkisi karşılıklı ve uzun süreli bir ilişkidir.
Yaşamın ilk altı yılını kapsayan okul öncesi dönem, çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal ve toplumsal yönde hızlı bir gelişim içinde olduğu kişilik ve karakter özelliklerinin şekillenmeye başladığı; beslenme, sağlık, temizlik gibi temel alışkanlıkları kazandığı dönemdir.
Bu dönemde çocuğun her yönüyle sağlıklı olarak gelişmesi ve yetişmesini sağlamak, aileye olduğu kadar okulöncesi eğitim kurumlarına da düşen bir sorumluluktur. Günümüzde okul öncesi dönemde çocuğun, aile eğitimi ile birlikte kurum eğitimi de alması, sağlıklı gelişimi ve sosyalleşmesi açısından zorunlu görülmektedir. Ancak bu eğitim sürecinde ailenin aktif olarak rol almasını sağlayacak programların düzenlenmesi ve aile eğitimi ile birlikte yürütülmesi eğitim hedeflerinin gerçekleşme şansını artıracaktır.
Çocuğun okul öncesi eğitimi ile birlikte ailenin de eğitimle ilişkisi artar. Aile, eğitim işlevi ve sorumluluğunu bu dönemde eğitim kurumu ile paylaşmaya başlar. Daha sonraki yıllarda çocuğun okulda aldığı eğitimin yanı sıra ailedeki informal eğitimi de sürer. Evde ve okulda verilen eğitimin birbirini destekler nitelikte olması çocuğun yetişmesinde olumlu bir etkendir. Kazandırılmaya çalışılan tutum ve değerlerin birbiri ile çelişmesi çocuğu olumsuz yönde etkileyeceği gibi okul ile aile arasında da çatışmalara yol açabilir.
Ailenin okulla iş birliği, çocuğun uyumu ve sorunlarının çözümü açısından gereklidir. Çocuğun ilgileri ve yetenekleri doğrultusunda yetiştirilerek topluma kazandırılması aile ve okulun ortak sorumluluklarıdır. Bu sorumlulukları onları birbirleriyle iş birliği yapmaya zorlar. Okullarda oluşturulan okul aile birlikleri, düzenli veli toplantıları bu iş birliğini sağlamaya yönelik uygulamalardır.
Sıra Sizde 2
Okul-aile iş birliğinin, okulun amaçlarını gerçekleştirmesine de bir yararı olabilir mi? Nasıl?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder